21 Nisan 2013 Pazar

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı Draması



Öğretmen çocuklara 23 NİSAN, T.B.M.M ve orada bulunan milletvekilleri hakkında ve yaptıkları iş hakkında bilgi verir.“Siz milletvekili olsaydınız, çocuklar için, ülkede neleri değiştirmek neleri güzelleştirmek isterdiniz? Diye sorar.
Çocukların cevaplarının ardından sınıfa bir meclis ortamı oluşturularak canlandırmalar yapmaları, belirlenen bir konuyu tartışmaları, kararlar almaları sağlanır.

Ben bu dramayı, 6 yaşla yaptım. Benim çocuklardan aldığım, beni de şaşırtan ve mutlu eden, yanıtlardan bazıları şunlar:

  • Tüm çocuklara doğum günü partisi yapılsın. Doğum günü kutlanmayan çocuk kalmasın! Devlet onlara hediye göndersin :)
  • Sokak çocukları için ev yapılsın. Sokakta üşümesinler!
  • Yeşil alanlar yapılsın. Bu yeşil alanlara çocuklar çiçek eksinler.
  • Çocuklara ATATÜRK'ün kim olduğu öğretilsin!
  • Çocuklar sağlıklı yiyecekler yesinler. Yiyecek alamayan çocuklara, devlet yiyecek göndersin!
  • Çocuklara güzel ve eğlenceli okullar yapılsın.... Okullarda çizgi film izletilebilsin!
  • Hayvanlar korunsun! Hayvanat bahçeleri kapatılsın. Oradaki hayvanlar, ormanlara bırakılsın!

10 Şubat 2013 Pazar

ISINMA ÇALIŞMASI -1-




Öğretmen çocuklara, “Şimdi hepiniz, rüzgarda dans 

eden mutlu birer balonsunuz.” Der ve Astor 

Piazzolla’nın My Happiness (2 dk. 18 sn.) ve 

Zaz’ın Je veux adlı eserleri eşliğinde, sınıfta 

yürüyerek dans etmelerini ister. 

RAHATLAMA ÇALIŞMASI -1-


Öğretmen, öğrencilerin yere uzanmalarını ve gözlerini kapamalarını ister. (Yere uzanmak istemeyenler sıraların üzerine ellerini ve başlarını koyarak gözlerini kapatırlar.)  Ellerinizi karnınızın üzerine koyun. Müziği hissetmeye çalışın (Kenio Fuke - Summer's Love). Yemyeşil bir ormanda gezinti yaptığınızı hayal edin. Rüzgar ılık ılık yüzünüzü okşuyor. Etrafta, birbirinden güzel kelebekler var. Onları seyredin. (15 sn bekler) Kelebeklerin yanına gidin, sizden kaçmayacaklar. 

BALON ŞİŞİRME / PATLATMA DRAMASI


·  
   Öğretmen, öğrencilere, “Sırada, hepinizin seveceği bir drama etkinliğimiz var.” Diyerek hem drama çalışmasına farkındalık kazandırır hem de öğrencilerin ilgisini çeker.
·         
    Öğretmen öğrencilere, “Şimdi hepiniz sönük bir balon olsun diyerek yönerge verir.
·        
    Tüm grup el ele tutuşup, ortada toplanır.

Çocuklar, birbirine iyice sokularak, sıkışık olarak dururlar. 


Öğretmenin “Şimdi balonu şişirelim.” Demesi üzerine, 

herkes ağzıyla “Fıssss… Fıssss” diye ses çıkarırken, daire 

yavaş yavaş genişler ve gerilir. En sonunda her çocuk, iyice 

gerilir. Öğretmen “Paaaaaaattt” diye bağırır. Balon 

patlamıştır ve herkes yere, halının üzerine serilir.

Sevgi Öğretmen'den Not:

Balon şişirme draması, tam bir klasik. Okul öncesi 

dönemde, tüm gelişim seviyesindeki çocuklar, bu etkinliğe 

severek katılıyor. Ne var ki, "Paaaatttt" sesiyle birlikte kendini 

aniden yere bırakan çocuklar birbirlerine çarpabiliyor.

O yüzden, çocukları bu konuda, drama etkinliğinin başında, 

uyarmak gerek! 


Konuyla ilgili aşağıdaki gibi sorular yöneltilir.

·        
          Balon nasıl şişer?
·         Balonun içine ne üfleriz?
·         Balon neden patlar?
·         Balon şişerken nasıl ses çıkar?
·         Balon patlarken nasıl ses çıkar?
·         Balon patlayınca nasıl bir duygu yaşanır /           Kendimizi nasıl hissederiz?
·         Bizi korkutan başka sesler var mı?
       Başka patlayan neler var? ( Araba lastiği, ampül…vs.)

17 Ekim 2010 Pazar

Bezirgan Başı

Yarışma  niteliği  taşıyan  müzikli  çocuk  oyunları  için  “Bezirgân  Başı”  oyunu  güzel  bir  örnektir. Bu oyun iki aşamada oynanmaktadır. Bu aşamalar şarkılı oyun ve çekişmedir. Alana bir  çizgi  çizilir.  Şarkılı  oyun  başlamadan  sayışma  yapılır.  İki  çocuk  seçilir,  bunlar  “bezirgân” olurlar. Bezirgânlar, arkadaşlarına duyurmadan kendilerine birer ad takarlar. Ör: Biri al, öteki  yeşil olur. (Aslan-kaplan, elma-armut vb. birbiriyle yakın başka adlar takılabilir.)  
          Bezirgânlar,  çizginin  iki  yanında  olmak  üzere,  karşılıklı  geçerler,  el  ele  tutuşurlar; 
ellerini  yukarı  kaldırarak  “kapı”  yaparlar.  Öteki  çocuklar  (çizgiye  koşut  olarak)  tek  sıra 
biçiminde dizilirler, bunlar “kervan” olurlar.  
          Kervancılar,   “aç   kapıyı   Bezirgân   başı”   şarkısını   söyleyerek   “kapı”dan   geçmeye 
başlarlar.  Şarkının  son  dizesi  “arkamdaki  yadigâr  olsun,  yadigâr  olsun”,  söylendikten  sonra, 
hangi çocuk “kapı” içinde kalmışsa o çocuk Bezirgânlar tarafından (kollar arasında tutularak) 
tutsak alınır. 
          Bezirgânlar,   “tutsak”ın   kulağına   sorarlar:   “al   mı?...   yeşil   mi?”   Tutsakta   fısıltıyla 
yanıtlar:  “al”  derse,  adı  “al”  olan  Bezirgânın  arkasına,  “yeşil”  derse,  adı  “yeşil”  olanın 
arkasına geçer; belinden tutar, bekler.  
          Oyun  şarkılı  olarak  yeniden  başlar  ve  bir  çocuk  kalıncaya kadar aynı kurallarla sürer. 
Bezirgânlar son çocuğu da aynı yöntemle tutsak alırlar; tutunca, “bir sıçan” derler, çocuk “al” 
kümesinin çevresini koşarak dolaşır, gelip kapıya girer. Bezirgânlar bu kez “iki sıçan” derler, 
salıverirler;  çocuk  “yeşil”  kümesinin  çevresini  koşarak  dolaşır,  gelip kapıya girer; bezirgânlar 
“üç sıçan” derler ve çocuğu bu kez salıvermezler;  “al mı?… yeşil mi?” diye ona da sorarlar. 
Çocuk ne yanıt verirse, o bezirgânın arkasına geçer.  
          Burada  oyunun çekişme aşaması başlar. “Al” ile “yeşil” çizginin iki yakasına karşılıklı 
olarak  durur,  birbirlerinin  ellerinden  sıkı  tutarlar.  Al’ın  arkasındaki  çocuklar  birbirlerinin, 
yeşil’in arkasındaki çocuklar da birbirlerinin bellerinden, sıkı sıkı tutarlar.  
          Öğretmenin  ya  da  bir  çocuğun  “başla”  demesi  üzerine,  al  kümesi  ile  yeşil  kümesi 
çekişmeye başlar. Hangi küme çizgiyi geçer ya da koparsa, o küme yenik sayılır.